NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
204 - (1242) حدثنا
محمد بن
المثنى وابن
بشار قالا:
حدثنا محمد بن
جعفر. حدثنا
شعبة. قال:
سمعت
أبا جمرة
الضبعي قال:
تمتعت فنهاني
ناس عن ذلك.
فأتيت ابن
عباس فسألته
عن ذلك ؟
فأمرني بها.
قال: ثم
انطلقت إلى
البيت فنمت.
فأتاني آت في
منامي فقال:
عمرة متقبلة
وحج مبرور.
قال: فأتيت ابن
عباس فأخبرته
بالذي رأيت.
فقال: الله
أكبر ! الله
أكبر ! سنة أبي
القاسم صلى
الله عليه وسلم.
{204}
Bize
Muhammedü'bnu'l-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhammedü'bnü
Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Ebû
Cemrete'd-Dubaî'den dinledim; şunu söyledi:
Ben, mut'a yaptım da bir
takım insanlar beni, bundan menettiler. Ben de İbni Abhâs'a giderek bu meseleyi
sordum. O, bana müt'ayı emretti. Sonra eve giderek, uyudum. Derken rüyamda bana
biri geldi ve :
— «Makbul Umre mebrûr hacc.» dedi.
Bunun üzerine ben, İbni
Abbâs'a giderek gördüğümü kendisine haber verdim. İbni Abbâs:
«Allahu ekber! Allahu
ekber! Ebû'l-Kaas\m (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sünneti!» dedi.
İzah:
Bu hadîsi Buhâri «Hacc»
bahsinde tahrîc etmiştir.
Aynî 'nin beyânına göre
vak'a Abdullah b. Zübeyr zamanında geçmiştir. Abdullah b. Zübeyr müt'ayı
meneder yalnız mahsur kalanlara caiz görürmüş. Bu hususta Âlkane ile İbrahim
Nehaî dahî ona muvafakat etmişlerdir.
Cumhur-u ulemâya göre
hacc-ı temettü' mahsur kalanlara mahsûs değildir.
«Makbul Umre mebrûr
hacc.» cümleleri: müptedâ haber cümlesidir. Yâni «bu makbul bir Umre ve makbul
bir haccdir.» demektir.
Hz.
İbni.Abbâs'ın:«Ebû'l-Kaasim (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sünneti!» sözü
dahî böyledir. Yâni «Bu, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sünnetidir.»
mânâsına gelir.
Bununla beraber
«Sünnet» kelimesini mansûb okumak da caizdir. Bu takdîrde cümlenin mânâsı:
«Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sünnetine uygun iş yaptın.» demek olur.
Buhârî'nin rivayetinde
şu ziyâde vardır:
«Bunun üzerine İbni
Abbâs, bana:
— Yanımda kal da malımdan sana bir hisse ayırayım!
dedi.» Râvî Şu'be diyor ki: «Ben, Ebû Cemre'ye:
— Niçin? diye sordum;
— Gördüğün rüyadan dolayı; cevâbını verdi.»
İbni Abbâs (Radiyallahu
anh)'ın bu teklifine sebep: Salih rûyânın, Nebiliğin kırkaltı cüz'ündeıt bir
cüz olmasıdır